VR-DER: Birliklerinizi Terk Edin, Savaşı Reddedin

İçinde bulunduğumuz savaş koşullarında artık kimse hatırlamıyor olsa dahi, devlet ile PKK arasında 2013 yılı Newroz’unda başlayan ve yaklaşık 2 yıldan uzun süren bir çatışmasızlık halinin yaşandığını unutmamak gerekir. Bu çatışma sürecinin ardından, 2015 yılı Haziran genel seçimleri öncesinde cumhurbaşkanı sıfatıyla meydanlarda seçim mitingleri yapan Erdoğan, “400’ü verin bu iş huzur içinde çözülsün” derken; HDP ise aynı süreçte “seni başkan yaptırmayacağız” sloganıyla kampanya yürüttü. 7 Haziran seçimleri sonrası ortaya çıkan tabloda tek başına iktidar olamayan AKP, elinde bulundurduğu geçici hükümetle, iki seçim arası ülkeyi bambaşka bir atmosfere sürükledi: Siyasi baskı, devlet terörü ve nihayet savaş.

Sokağa çıkma yasaklarıyla birlikte, adeta bir işgal ordusu gibi, sokak sokak çatışmalara başlayan devlet, herhangi bir savaşın çok ötesinde, insanlık dışı bir saldırıyı halen sürdürmektedir. Hukuk devleti olduğunu iddia eden ve insan haklarına uymakla yükümlü olan devlet; kim ve ne oldukları belirsiz “sprey boyalı” birliklerin eline silah ve sınırsız öldürme yetkisi vererek bölgede terör estirmektedir. Devletin resmi kanallarından her gün bir başka katliam duyurulmakta; yapılan yargısız infazlar “şu kadar terörist etkisiz hale getirildi” açıklamalarıyla normalleştirilmektedir. Operasyon yürüttüğü yerleri basına tamamen kapatan, burada yaşayan insanların dışarı ile temasını kesen devlet, denetimi altına aldığı medya aracılığıyla, gerçeklerin halka ulaşmasını engellemekte; katliamlarına ses çıkarmak için sokağa çıkan insanlara da gazla copla meriyle saldırarak; gözaltılarla ve yeni cinayetlerle halkı yıldırmaya ve bu şekilde bütün bir toplumu yaşanmakta olan savaşa karşı etkisiz kılmaya çalışmaktadır.

Oysa “hukuk devleti” olma iddiasındaki hiçbir devlet;

· Halkın yaşamını ve sağlığını tehlikeye atacak şekilde, bir çatışma başlatamaz, böylesi bir çatışmanın tarafı olamaz;
· Basının çatışma bölgesine erişimini ve burada görevlerini yapmasını engelleyemez, halkın iletişim ve haber alma hakkını kısıtlayamaz;
· Halkın içme suyu ve gıda gibi yaşam malzemelerine, sağlık hizmetine, su ve elektrik gibi hizmetlere erişimini hiçbir koşulda engelleyemez;
· Silahlı militanlara dahi, yakalama amacını aşarak, doğrudan öldürme kastıyla operasyon yapamaz;
· Silahlı militan olsalar dahi, yaralı insanlara sağlık hizmeti götürülmesini engelleyemez, hele hele yaralıların bulunduğu yerlere operasyon yaparak infaz yapamaz.

Kısacası devlet; Anayasa, yasalar ve imzaladığı uluslararası sözleşmelerle bağlıdır ve bu düzenlemeleri ihlal edemez, kendisine hukukça tanınan yetki sınırlarının dışına çıkamaz. Bizler, devleti derhal, en azından kendi hukukuna uymaya çağırıyor, aşağıdaki adımların vakit kaybedilmeksizin hayata geçirilmesini talep ediyoruz.

· Sokağa çıkma yasakları derhal kaldırmalı ve şehirlerdeki operasyonlar derhal durdurulmalıdır;
· Sadece ve sadece “öldürme” amaçlı yürütülen operasyon mantığı koşulsuz olarak terk edilmelidir;
· Basının önündeki engeller kaldırılmalı, bölge halkının tahrip edilen iletişim kanalları açılmalıdır;
· Halkın gıda ve sağlık hizmetine erişimi önündeki bütün engeller kaldırılmalıdır;
· Sivil-militan ayrımı yapılmaksızın, bütün yaralı ve hastaların sağlık hizmetine erişimi önündeki bütün engeller kaldırılmalıdır;
· Bölgedeki kimi ilçelerin ve il merkezlerinin boşaltılması ve başka yerlere taşınması uygulamasına derhal son verilmelidir.

Bizler her türlü savaşın, çatışmanın ve ordunun karşısında olan vicdani retçiler, savaş karşıtları ve anti-militaristler olarak, devlet tarafından giderek tırmandırılan bu savaşa karşı, askere çağrılan gençleri vicdani ret haklarını kullanmaya ve orduya katılmamaya çağırıyoruz. Ölmeyi ve öldürmeyi reddetmenin bir insan hakkı olduğunu ve hali hazırda asker olan kişilerin de bu haktan yararlanabileceğini bir kez daha vurgulayarak, şu anda zorunlu askerlik hizmetini sürdürmekte olan herkesi, ölmeyi ve öldürmeyi reddetmeye, hukuk dışı hiçbir emri yerine getirmemeye, bu katliamların bir parçası olmamak için birliklerini terk etmeye ve silah bırakmaya çağırıyoruz.

VİCDANİ RET DERNEĞİ